Masonluk
Masonluk ve masonlar konusunda yüzlerce kitaplar, dergiler ve filmler yapılmıştır ki, insanlığın bu gizli(!) örgütü duymayanı kalmamıştır. Gizli olan birşeyden nasıl herkesin haberi oluyor veya gizli kalmak mı istemiyorlar yoksa gizli görünüp cazibeli bir hale gelmek mi?
Asıl kavram karmaşası şu; gizli değil gizemli görünmek. Bunu da kendilerinin yapmış oldukları çalışmalardan artık herkes anlıyor. Kendi propagandalarını kendileri yapmak gibi. Buna kitap yazmaktan, bir panelde konuşmaya, hatta kendi ünlü üyelerinin sırf bu kuruluşa ait semboller ile gündeme gelme arzusuda kaçınılmazdır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de masonluk hep merak edilen, tartışılan bir konu olmuştur. Osmanlı döneminden günümüze kadar masonların tarih sahnesindeki yeri ve siyasi etkileri hep tartışıla gelmiştir. Bunlardan en önemlileri padişah mason olup olmadığından, Atatürk'ün mason olup olmaması gibi konular hep gündeme gelmiştir. Ancak dün yayınlanan devletin kanalı TRT1'de yayınlanan bu programda şeffaflık ve objektiflik yoktu.
Gündem Ötesi
Pelin Çift'i çoğunuz duymuşsunuzdur. Haber Türk Tv'de "Öteki Gündem" adlı program yaparken ani bir kararla TRT1 kanalına geçmiş ve burada aynı adla programı sürdürmesi problem olunca programın adı "Pelin Çift ile Gündem Ötesi" olmuştu. Daha sonra Haber Türk Tv'de ise aynı isimli programı Cansu Canan Özgen devam ettirmektedir. Bu kısa bilgiden sonra asıl konuya gelecek olursak, dün TRT1'de Pelin Çift'in konuğu Doç.Dr.Teyfur Erdoğdu masonluğu ve masonları yüzeysel anlatmaktan öteye geçemediğini tüm izleyiciler şahit olmuştur. Bu durum Pelin Çift'ide şaşırtmış hatta reklam sonrası canlı yayına bağlandığından haberi olmayan Teyfur Erdoğdu, Pelin Çift'in okuduğu tivitleri " ...geç,sorma,sorma hayır bunları sorma,geç,geç..." diyerek sunucuyu yönlendiriyor ve programın amacı olan masonlara dair izleyicinin aklında kalan ve çok önemli olan bu sorulara yanıt vermekten çekinmişti. Bu süreç sonrası izleyicilerden birisinin Teyfur Beyin mason olup olmadığı sorusunu sorunca Doç.Dr.Teyfur Erdoğdu bunu yanıtlamadı ve " masonların kendi içindeki kurallar gereği hayattaa iken hiçbir masonun kimliği ifşa edilemiyeceğini ve kendi mason kimliğini açıklayamacağı kuralı olduğunu ancak ölünce açıklanır örneğin Süleyman Demirel masondu" açıklamasında bulundu.
Osmanlı'da Masonluk
Seyirciden binlerce soru yağmasına rağmen ve devletin kanalında bu konunun gündeme gelmesine rağmen yine bir tabu yıkılamamıştı. Türkiye tarihine bakıldığında masonların Osmanlı'daki ilk faaliyetleri 17.yy.'a kadar uzanmasına rağmen resmi kuruluşları Sultan II.Abdülhamid'in halinden sonra yani 1909 yılında kurulduğu kendi kayıtlarında mevcuttur. İttihat ve Tarakki'den Jön Türklere' ve oradan Cumhuriyet'e kadar ülkenin kaderinde rol oynayan ilgili kurum ve mevkiilere hep mason biraderlerin geldiğini okuyoruz kaynaklardan. Kaynak derken hangi kaynak derken öncelikle resmi arşivler ve bu konuda saygınlık kazanmış olan yazarlar diyebiliriz.(Orhan Koloğlu-Süleyman Yeşilyurt-Mim Kemal Öke-Aytunç Altındal) Kardeşlik ve barış temalı bu örgüt niçin kötülük ve şeytani emeller ile anılmaktadır bunu çok iyi kavramak gerek. Anadolu'da bir atasözü vardır bilirsiniz, Kimse yoğurdum ekşi demez. O hesap masonlarda kendilerini ve gerçek arzularını herkesle paylaşacak kadar aptal insanlar değillerdir. Bize göre kötü görünen onlar için yeni dünya düzeni.
Türkiye'de Masonluk
Çok tarihsel bilgiler ile sıkmadan şunu belirtmeliyim ki, masonlar ve buna bağlı gizli örgütler yakın tarihimizde satanist cinayetler ve 28 Şubat darbesinde çok gündeme gelmiştir. Dünya televizyonlarında bir ilk olan mason mabedinin içinden masonluğa giriş ritüellerinin gizli kamera ile çekimi yayınlanmaktaydı ancak her ne hikmetse basından ve bürokratlardan hiç çıt yoktu ve herkesin ağzını bıçak kesmişti. Gazeteciliğin temel sorularını yani 5N1K sorularını sorma cesareti gösteren hiçbir gazeteci yoktu sadece Kanal 7'de ve Ahmet Hakan Coşkun'un sunumu ile bu haber vardı. Malum o haberden sonra 28 Şubat postmodern darbesine veisle olan olaylar ve darbe vuku bulmuş ve AHC yani Ahmet Hakan ise gizemli bir tarfik kazasından ölümden dönmüş onunda dünya görüşü 180 derece değişmişti. Burada biraz düşünmek gerek ama komplo teorisi yapmak değil amacımız.Olaylar ve sonuçlar irdelenmelidir.
Daha sonraları eski içişleri bakanı Sadettin Tantan, ülkedeki iç ve dış siyesete dair çok şaşırtıcı bir açıklama yapıyor ve bu sefer basın konuşuyordu. "Türkiye'de tapınak şovalyeleri var" Haçlı bir örgüt gibi görünselerde bambaşka bir ritleri ve gayeleri olan tapınak şovalyeleri masonların bir askeri gücü gibi denilebilir. Kısaca tarihte bir iç işleri bakanı böyle bir yakınmada bulunuyor ve çaresizlik hissediyordu.
Günümüzde Masonluk
Türkiye'de artık masonlar hemen hemen 81 il ve ilçelerinde faaliyet gösteriyor desek yalan söylemiş olmayız. Dernekler kanununa göre yasal olarak faaliyet gösteren localar önceleri İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerin yanında Adana, Gaziantep, Trabzon ve nice yerde loca açmıştır. Loca olmayan çoğu yerlerde ise mason localarına (dünya genelinde de aynı sistem) gayrı-resmi bağlı olan Lions ve Rotary kulüpleri bir STK gibi çalışmalar yapmaktalar. Dışarıdan bakıldığında güzel şeyler yapan bu STK vari kulüpler nedense hep zenginlerden ve o şehrin yönetiminde söz sahibi olmuş veya olacak olan insan zümresinden oluşması çok manidardır.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Yahudi Üstün Cesaret ödülü alması ve Medeniyetler İttifakı eş başkanı seçilmesi sonrası mason yakıştırması bu sefer ona yapılmıştır. Milli Görüş geleneğinden gelip sonra ben o gömleği çıkardım diyen siyasetci nasıl bu kadar kolay yükselebildi, önündeki engeller kalktı gibi soru kamuoyunca sorulmakta ve çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır. Kamuoyunun bugün çok açıkca sorduğu sorular şunlar;
Ülkemizde kimler mason?
Bu masonlar devlet yönetiminde neyi amaçlıyor?
Masonluk ve masonlar kötü ve derin bir zararlı örgüt ise neden aktif olarak yasal olarak faaliyet gösteriyorlar?
Masonluk ve masonlar iyi ve faydalı bir örgüt ise neden aktif olarak kamuoyunda karalanmaktadır?
Dernekler kanununa göre faaliyet gösteren bu kurumu başta İç İşleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı artık ivedilikle kamuoyunun bilgisine sunmalıdır. Artık bir sır olarak kalmamalı ve şeffaf bir şekilde halk ile paylaşılmalıdır. Atatürk'ün kapattığı bu localar niçin açılmış ve ne amaçlanmaktadır bunlar aydınlatılmalıdır.
Masonluk ve masonlar konusunda yüzlerce kitaplar, dergiler ve filmler yapılmıştır ki, insanlığın bu gizli(!) örgütü duymayanı kalmamıştır. Gizli olan birşeyden nasıl herkesin haberi oluyor veya gizli kalmak mı istemiyorlar yoksa gizli görünüp cazibeli bir hale gelmek mi?
Asıl kavram karmaşası şu; gizli değil gizemli görünmek. Bunu da kendilerinin yapmış oldukları çalışmalardan artık herkes anlıyor. Kendi propagandalarını kendileri yapmak gibi. Buna kitap yazmaktan, bir panelde konuşmaya, hatta kendi ünlü üyelerinin sırf bu kuruluşa ait semboller ile gündeme gelme arzusuda kaçınılmazdır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de masonluk hep merak edilen, tartışılan bir konu olmuştur. Osmanlı döneminden günümüze kadar masonların tarih sahnesindeki yeri ve siyasi etkileri hep tartışıla gelmiştir. Bunlardan en önemlileri padişah mason olup olmadığından, Atatürk'ün mason olup olmaması gibi konular hep gündeme gelmiştir. Ancak dün yayınlanan devletin kanalı TRT1'de yayınlanan bu programda şeffaflık ve objektiflik yoktu.
Gündem Ötesi
Pelin Çift'i çoğunuz duymuşsunuzdur. Haber Türk Tv'de "Öteki Gündem" adlı program yaparken ani bir kararla TRT1 kanalına geçmiş ve burada aynı adla programı sürdürmesi problem olunca programın adı "Pelin Çift ile Gündem Ötesi" olmuştu. Daha sonra Haber Türk Tv'de ise aynı isimli programı Cansu Canan Özgen devam ettirmektedir. Bu kısa bilgiden sonra asıl konuya gelecek olursak, dün TRT1'de Pelin Çift'in konuğu Doç.Dr.Teyfur Erdoğdu masonluğu ve masonları yüzeysel anlatmaktan öteye geçemediğini tüm izleyiciler şahit olmuştur. Bu durum Pelin Çift'ide şaşırtmış hatta reklam sonrası canlı yayına bağlandığından haberi olmayan Teyfur Erdoğdu, Pelin Çift'in okuduğu tivitleri " ...geç,sorma,sorma hayır bunları sorma,geç,geç..." diyerek sunucuyu yönlendiriyor ve programın amacı olan masonlara dair izleyicinin aklında kalan ve çok önemli olan bu sorulara yanıt vermekten çekinmişti. Bu süreç sonrası izleyicilerden birisinin Teyfur Beyin mason olup olmadığı sorusunu sorunca Doç.Dr.Teyfur Erdoğdu bunu yanıtlamadı ve " masonların kendi içindeki kurallar gereği hayattaa iken hiçbir masonun kimliği ifşa edilemiyeceğini ve kendi mason kimliğini açıklayamacağı kuralı olduğunu ancak ölünce açıklanır örneğin Süleyman Demirel masondu" açıklamasında bulundu.
Osmanlı'da Masonluk
Seyirciden binlerce soru yağmasına rağmen ve devletin kanalında bu konunun gündeme gelmesine rağmen yine bir tabu yıkılamamıştı. Türkiye tarihine bakıldığında masonların Osmanlı'daki ilk faaliyetleri 17.yy.'a kadar uzanmasına rağmen resmi kuruluşları Sultan II.Abdülhamid'in halinden sonra yani 1909 yılında kurulduğu kendi kayıtlarında mevcuttur. İttihat ve Tarakki'den Jön Türklere' ve oradan Cumhuriyet'e kadar ülkenin kaderinde rol oynayan ilgili kurum ve mevkiilere hep mason biraderlerin geldiğini okuyoruz kaynaklardan. Kaynak derken hangi kaynak derken öncelikle resmi arşivler ve bu konuda saygınlık kazanmış olan yazarlar diyebiliriz.(Orhan Koloğlu-Süleyman Yeşilyurt-Mim Kemal Öke-Aytunç Altındal) Kardeşlik ve barış temalı bu örgüt niçin kötülük ve şeytani emeller ile anılmaktadır bunu çok iyi kavramak gerek. Anadolu'da bir atasözü vardır bilirsiniz, Kimse yoğurdum ekşi demez. O hesap masonlarda kendilerini ve gerçek arzularını herkesle paylaşacak kadar aptal insanlar değillerdir. Bize göre kötü görünen onlar için yeni dünya düzeni.
Türkiye'de Masonluk
Çok tarihsel bilgiler ile sıkmadan şunu belirtmeliyim ki, masonlar ve buna bağlı gizli örgütler yakın tarihimizde satanist cinayetler ve 28 Şubat darbesinde çok gündeme gelmiştir. Dünya televizyonlarında bir ilk olan mason mabedinin içinden masonluğa giriş ritüellerinin gizli kamera ile çekimi yayınlanmaktaydı ancak her ne hikmetse basından ve bürokratlardan hiç çıt yoktu ve herkesin ağzını bıçak kesmişti. Gazeteciliğin temel sorularını yani 5N1K sorularını sorma cesareti gösteren hiçbir gazeteci yoktu sadece Kanal 7'de ve Ahmet Hakan Coşkun'un sunumu ile bu haber vardı. Malum o haberden sonra 28 Şubat postmodern darbesine veisle olan olaylar ve darbe vuku bulmuş ve AHC yani Ahmet Hakan ise gizemli bir tarfik kazasından ölümden dönmüş onunda dünya görüşü 180 derece değişmişti. Burada biraz düşünmek gerek ama komplo teorisi yapmak değil amacımız.Olaylar ve sonuçlar irdelenmelidir.
Daha sonraları eski içişleri bakanı Sadettin Tantan, ülkedeki iç ve dış siyesete dair çok şaşırtıcı bir açıklama yapıyor ve bu sefer basın konuşuyordu. "Türkiye'de tapınak şovalyeleri var" Haçlı bir örgüt gibi görünselerde bambaşka bir ritleri ve gayeleri olan tapınak şovalyeleri masonların bir askeri gücü gibi denilebilir. Kısaca tarihte bir iç işleri bakanı böyle bir yakınmada bulunuyor ve çaresizlik hissediyordu.
Türkiye'de artık masonlar hemen hemen 81 il ve ilçelerinde faaliyet gösteriyor desek yalan söylemiş olmayız. Dernekler kanununa göre yasal olarak faaliyet gösteren localar önceleri İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerin yanında Adana, Gaziantep, Trabzon ve nice yerde loca açmıştır. Loca olmayan çoğu yerlerde ise mason localarına (dünya genelinde de aynı sistem) gayrı-resmi bağlı olan Lions ve Rotary kulüpleri bir STK gibi çalışmalar yapmaktalar. Dışarıdan bakıldığında güzel şeyler yapan bu STK vari kulüpler nedense hep zenginlerden ve o şehrin yönetiminde söz sahibi olmuş veya olacak olan insan zümresinden oluşması çok manidardır.
Ülkemizde kimler mason?
Bu masonlar devlet yönetiminde neyi amaçlıyor?
Masonluk ve masonlar kötü ve derin bir zararlı örgüt ise neden aktif olarak yasal olarak faaliyet gösteriyorlar?
Masonluk ve masonlar iyi ve faydalı bir örgüt ise neden aktif olarak kamuoyunda karalanmaktadır?
Dernekler kanununa göre faaliyet gösteren bu kurumu başta İç İşleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı artık ivedilikle kamuoyunun bilgisine sunmalıdır. Artık bir sır olarak kalmamalı ve şeffaf bir şekilde halk ile paylaşılmalıdır. Atatürk'ün kapattığı bu localar niçin açılmış ve ne amaçlanmaktadır bunlar aydınlatılmalıdır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder